Kontrolden Çıkmış Bir Pazar: Sağlığı Gıda Kılıfıyla Riske Atmak

Ruhsat Kimde, Sorumluluk Nerede?

Son yıllarda özellikle pandemi döneminde halkın “bağışıklık güçlendirme” motivasyonuyla yöneldiği vitamin, mineral ve bitkisel içerikli ürünlerin sayısında büyük bir artış yaşanmıştır. Ancak bu ürünlerin büyük bölümü Sağlık Bakanlığı değil, Tarım ve Orman Bakanlığı onayıyla piyasaya sürülmekte; bu durum da ciddi bir idari ve halk sağlığı çelişkisine neden olmaktadır.

Tarım Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan takviye edici gıdaların eczane dışı satışına izin verilmesi; kontrolsüz internet satışlarının, sahte ürünlerin ve halk sağlığına zarar verebilecek kullanımların önünü açmıştır. Bu süreçte eczacılar ve hekimler devre dışı bırakılmakta, toplum sağlık riskleriyle baş başa bırakılmaktadır.


Sorunun Temel Kaynağı: Kurumsal ve Mevzuat Çelişkisi

Türkiye’de takviye edici gıdalar Sağlık Bakanlığı değil, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmaktadır. Bu durum şu sorunlara yol açmaktadır:

  • Tarım Bakanlığı’nın verdiği izinler endikasyon bilgisi içermemekte ve ürünler internet üzerinden satılabilmektedir.
  • Sağlık Bakanlığı’nın denetimindeki ürünlerde ise hastalıkla ilişkili ibareler ve internet satış yasağı bulunmaktadır.
  • Bu ikili yapı, halkta bilgi kirliliği, yanıltıcı reklamlar ve güvensizlik oluşturmaktadır.

Eczacılar ve Hekimler Bypass Ediliyor

Tarım Bakanlığı onaylı ürünler, eczane dışı ortamlarda (market, aktar, internet) kontrolsüzce satılarak eczacının danışmanlık rolü bypass edilmekte ve hekim önerisi olmadan kullanılmaktadır. Oysa bu ürünlerin yanlış kullanımı:

  • İlaç etkileşimlerine,
  • Vitamin/mineral fazlalığına bağlı toksisiteye,
  • Doğal besinlerin emiliminin azalmasına,
  • Karaciğer ve böbrek hasarlarına,
  • Var olan hastalıkların seyrinde bozulmalara neden olabilir.

Piyasada Sahte ve Miadı Geçmiş Ürün Riski

İnternet üzerinden satılan takviye ürünlerinde sahtecilik oranı yüksektir. Dünya Sağlık Örgütü, bu kanallar üzerinden yapılan satışlarda ciddi sayıda sahte ve miadı geçmiş ürüne rastlandığını açıklamıştır. Ayrıca bu ürünlerin saklama koşulları da genellikle uygunsuzdur.

TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan’ın uyarısı çarpıcıdır:

“İlaç değildir yazısına aldanmayın. Bu ürünler ilaç formundadır ve mutlaka eczaneden, eczacı danışmanlığı ile alınmalıdır.”


Mevzuattaki Açıklar ve Düzenleme Gereği

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Gıda ve Yem Kanunu ile takviye edici gıdaların üretim ve onay süreci Tarım Bakanlığı’na bırakılmıştır. Oysa bu ürünler “ilaç formu”ndadır ve “fizyolojik etki” yaratır.

  • Tarım Bakanlığı’nın gıda işletmecileri üzerinden onay verdiği sistem, sağlık boyutunu dışarda bırakmaktadır.
  • Ürünler ticari hedefle sunulmakta, endikasyon içerdiği halde reklamı yapılmaktadır.
  • Denetimlerde eczacılık mesleği ve hasta güvenliği göz ardı edilmektedir.

Çözüm Önerileri

  1. Takviye edici gıdaların ruhsatlandırılması ve denetimi Sağlık Bakanlığı’na devredilmelidir.
  2. Ürünler sadece hekim önerisiyle ve eczane üzerinden temin edilmelidir.
  3. Tarım Bakanlığı onaylı ürünlere “ilaç değildir” ibaresi zorunlu olsa da, bu ifadenin yanıltıcılığı önlenmelidir.
  4. 5996 ve 6197 sayılı Kanunlar birlikte revize edilmelidir.
  5. Eczacılık Fakülteleri Dekanlar Konseyi, Türk Eczacıları Birliği, İstanbul Eczacı Odası gibi kurumsal aktörlerin görüşleri dikkate alınmalıdır.

Sonuç

Halk sağlığını ilgilendiren bu konu bir tıbbi ürün değilmiş gibi gösterilerek, gıda kılıfı altında denetimsiz bir pazar haline getirilmiştir. Türkiye’nin bu konuda ciddi bir halk sağlığı kriziyle karşılaşmaması için ivedilikle yasal düzenlemelere gidilmesi ve takviye ürünlerin yalnızca eczacılık zinciri içinde yer alacak şekilde sınırlandırılması gerekmektedir.

Uzm Ecz. Fahri Yağlı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir